İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay ise, zeytinyağının ana sütü gibi olduğunu ifade ederek, “Doğanın yetişkinlere bahşettiği ana süttür. Ne demek ana sütü, bütün hastalıkları önler demek. Bağışıklık sistemini güçlendirir” dedi.
Bardakla zeytinyağı içen Karatay, zeytinyağının karaciğer yağlanmasını giderdiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
“Karaciğer yağlanması gidince de beyinde toparlanır. Alzheimeri, parkinsonu bunamayı önler. Herkesin sabah akşam, küçük bir bardak zeytinyağı içmesi lazım. Özellikle evlerde yaşlılara sabah akşam bir kahve fincanı soğuk sıkım doğal, organik zeytinyağı verilmelidir. Yapılan son araştırmalarda göstermiştir ki; bağırsak florası bozuk olanlar alzheimer oluyor. Bağırsak florası olanlar parkinson oluyor. Florası bozuk olanlar kanser oluyor, meme kanseri oluyor. Soğuk sıkım zeytinyağının meme kanserini dahi önlediği ortaya çıkmıştır” dedi.
ZEYTİN YAĞININ SAĞLIK ÜZERİNE ETKİLERİ
Zeytinyağı, koruyucu ve tedavi edici özelliklerinden dolayı yüzyıllardır kullanılmaktadır. Zeytinyağından zengin bir beslenme tarzının hiperkolesterolemi, kardiyovasküler hastalıklar, oksidatif stres, obezite, Tip-2 diyabet, inlamasyon, kanserden korunmada olumlu etkileri bulunmakta, ayrıca doygunluk hissinin düzenlenmesinde de rol almaktadır.
Kardiyovasküler Hastalıklardan Korur
Koroner kalp hastalığı, ateroskleroz, miyokard enfarktüsü ve inme gibi kardiyovasküler hastalıkların oluşumuna neden olan faktörler arasında beslenme alışkanlıkları önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle toplam yağ ve yağ asidi alımının arttığı bir beslenme şekli, kalp hastalıkları riskini arttırmaktadır. Tekli doymamış yağ asitlerinden zengin zeytinyağı ise E vitamini ve selenyumu da çok içermesinden dolayı damar sertliği ve kalp krizi riskine karşı en etkili ilaçlardan biri olarak tanımlanmaktadır. E vitamini ve selenyum, kuvvetli antioksidan etkisi göstererek damarın duvarlarının sağlıklı olmasını sağlamaktadır. Ayrıca bol miktarda bulunan K vitamini sayesinde damar çeperleri ve kalp dokusunu koruyucu etki oluşmaktadır.
Yapılan bir izlemsel çalışmada, yüksek zeytinyağı tüketimi olan özellikle yaşı büyük bireylerde hiç zeytinyağı tüketmeyen bireylere göre inme görülme oranının yüzde 41 daha az olduğu bulunmuştur. Başka bir çalışmada da, zeytinyağı hiç tüketmeyenlerle tüketenler karşılaştırıldığında, zeytinyağı tüketimi ile kardiyovasküler hastalıklardan örüm riskinin yüzde 44 azaldığı belirlenmiştir.
Vücut Kolesterol Dengesini Sağlar
Vücudumuzdaki kolesterolün yaklaşık yüzde 70 kadarı organizmamız tarafından üretilmektedir. Sadece yüzde 30 kadarı yiyeceklerle alınmakta olup eğer yiyeceklerle kolesterol alımı artarsa, vücut bir denge mekanizması içinde karaciğerden kolesterol üretimini durdurmaktadır. Kolesterolün karaciğerden yüksek oranda üretilmesi hem safra kesesi taşlarının oluşmasına, hem de kalbe giden damarın sağlığının bozulmasına neden olmaktadır.
Zeytinyağı ise vücutta tampon görevi görerek kötü huylu kolesterolün damarda yapacağı hasarı önleyici etki göstermekte ve içerdiği skualen isimli antioksidan sayesinde kandaki farklı kolesterol çeşitlerinin de dengelenmesini sağlamaktadır.

Hipertansiyonu Düşürür
Her gün 3 yemek kaşığı zeytinyağı tüketen hipertansiyon hastalarında en az altı ay gibi bir süre sonrasında; kullanılan tansiyon ilacının dozajının azaltılarak felce kadar gidecek riske neden olan kan basıncını azalttığı bulunmuştur.
İlaca duyarlı tansiyon hastalarında tek başına zeytinyağının suya katılarak içilmesinin bile ilaç kullanmadan tansiyonu düşürebildiğini gösteren araştırmalar da bulunmaktadır. Yapılan araştırmalarla, zeytinyağında bulunan oleik yağ asidi ve polifenollerin kan basıncını düşürmede ilaç kadar etkili olduğu bildirilmiştir.
Oksidatif Stresi Azaltır
Hücre yaşlanması, ateroskleroz, diyabet, romatoid artrit, demans, Alzheimer ve Parkinson hastalıkları, meme-prostat ve kolon kanseri gibi ciddi hastalıkların gelişimi hücrelerin sürekli oksidatif hasara uğramasıyla ilişkilidir.
Zeytinyağındaki fenolik bileşiklerin ise vücutta serbest radikal üretimini azaltma ve hücreleri DNA oksidasyonuna karşı koruma gibi görevleri bulunmaktadır. Ancak; serbest radikal hasarına bağlı yaşlanmaya karşı korunabilmek için beslenmede zeytinyağına yer verilmesine çocukluk döneminden itibaren başlanılması önemlidir.
Ağırlık Kontrolünü Sağlar
Zeytinyağı tüketimi sonucunda vücutta termogenezin artması, yağ oksidasyonunun artması ve oleik asit içeriğiyle doygunluğun artması, besin alımının azalması gibi etkilerle ağırlık kontrolünün sağlanmasında etkilidir.
Zeytinyağında bulunan oleik asidin yan ürünü oleoiletanolamide, doygunluk hissinin oluşumunu ve öğünler arası sürenin uzamasını sağlamaktadır. Beslenmeyle oleik asit alımı sonucu, ince bağırsaklarda bu maddenin aktif hale gelmesiyle doygunluk sağlanmaktadır.
Bu özelliklere ek olarak, Akdeniz diyetinin önemli bir parçası olan zeytinyağının sebze yemekleri, kuru baklagiller ve salatalarla birlikte kullanılması sonucu tüm bu besinlerde bulunan bileşenler ile sindirim sistemi, glisemik cevap üzerindeki etkiler de ağırlık kontrolünün sağlanmasına yardımcı olmaktadır.
Üç yıl boyunca süren bir çalışmada; Akdeniz diyetine uygun bir beslenme planına ek olarak zeytinyağı tüketiminin, Akdeniz diyetine uygun bir beslenme planına ek olarak kuruyemiş tüketimi ve düşük yağlı bir beslenme planına göre vücutta antioksidan kapasitesinin yükselmesini ve ağırlık kaybını sağladığı saptanmıştır.
Günde 3 yemek kaşığı zeytinyağı tüketimi oleik asit içeriği sayesinde, kötü huylu kolesterolün azalmasını sağlarken, damar sağlığını koruyan iyi huylu kolesterolün de artmasına yardımcı olur.
Tip-2 Diyabetten Korur
Zeytinyağı, tekli doymamış yağ asidi içeriğiyle glikoz metabolizmasını iyileştirmektedir. Buna ek olarak, hücre membranlarındaki yağ asidi değişiklikleri sonucu oleik asit alımının arttırılması sonucunda vücutta insülin salınımı değişmemekte; ancak hücrelerin insülin duyarlılığı gelişmektedir.
Yapılan çalışmalarda, karbonhidrattan zengin bir diyet ile karşılaştırıldığında oleik asitten zengin bir diyetin insülin ihtiyacını azalttığı bulunmuştur. Tüm bunlar Akdeniz diyetinin temelini oluşturan zeytinyağının, Tip-2 diyabet gelişimini engellemede yardımcı olabileceğini göstermektedir.
Kanser Riskini Azaltır
Zeytinyağının doğal bileşiminde bulunan fenolik bileşikler oleik asit ile bir araya geldiklerinde kontrolsüz hücre çoğalmasını baskılayıcı etki göstererek kanser hücrelerinin büyümesini de engellemektedir.
Özellikle oleik asit, sindirim sisteminde kalın bağırsak kanseri oluşumunda etkili olan safra asitlerinin üretimini azaltarak bağırsak boyunca mukoz dokunun bütünlüğünü koruyucu etki gösterir. Ayrıca zeytinyağının içerdiği fenoller, kanser hücresi hattında 24 saat içinde anti-kanser etkisi gösterici aktivite geliştirmektedir