Tanrı’ın aslanı olarak nam salan Uhut Şehidi Hazreti Hamza’nın m’ezarında tüyleri diken diken edecek görüntü…
Tanrı’ın aslanı olarak nam salan Uhut Şehidi Hazreti Hamza’nın mezarında tüyleri diken diken edecek görüntü.. Mezarı açılan Hazreti Hamza’nın naaşını görenler gözlerine inanamadı. Mezarı taşınmak için açılan Hazreti Hamza’nın kabrindeki görüntüyü görenler gözyaşlarına boğuldu.
Yeni kabrine konulurken eli yarasından çekilince yüzü kanamaya başlamış, eli yine yarasına konulunca kanaması kesilmiş. Kabir açma esnasında Hz. Hamza’nın ayağına demir küreğin ucu değince ayağından kan akmıştır.Uhud şehitlerinin kabirleri, ilk gömüldükleri vakitdan kırk altı sene sonra açılmıştı. O sırada meydana misk kokusu gibi bir koku yasenemıştır. O kutsal şehitler, uyuyan canlı insan gibi, omuzlara alınarak yeni kabirlerine taşınmışlardır.
Hicretin üçüncü senesinde Mekkeli müşriklerle Medineli müslümanlar arasında meydana gelen Uhud savaşında müşrikler yirmi üç ölü verirken müslümanlardan yetmiş şahıs şehit olmuştu (25 Ocak Ayı 625).Rasulullah Aleyhisselam Uhud şehitleri ile ilgili şu şekilde buyurmuşlardır: “Bunların Tanrı katında şehit olduklarına şehadet ederim. Gelin ve onları ziyaret edin.
Yeni kabrine konulurken eli yarasından çekilince yüzü kanamaya başlamış, eli yine yarasına konulunca kanaması kesilmiş. Kabir açma esnasında Hz. Hamza’nın ayağına demir küreğin ucu değince ayağından kan akmıştır.Uhud şehitlerinin kabirleri, ilk gömüldükleri vakitdan kırk altı sene sonra açılmıştı. O sırada meydana misk kokusu gibi bir koku yasenemıştır. O kutsal şehitler, uyuyan canlı insan gibi, omuzlara alınarak yeni kabirlerine taşınmışlardır.
Tanrı’a yemin ederim ki kim onlara selam verirse, onlar da kıyamet gününe kadar selam verenin selamına karşılık vereceklerdir.”Attaf b. Halid (Tabiîn ardından neslin hadis râvilerindendir) şu şekilde bir haber vermiştir: “Teyzem bana dedi ki, bir gün bineğime binip Uhud şehitliğine ziyarete gittim. Orada bir vakit namaz kıldım. Hz. Hamza’nın kabrinin yanındaydım. Civarda seslenen ya da seslere yanıt veren kimse yoktu. Yalnız bineğimin yularını tutan bir çocuk vardı.
Yeni kabrine konulurken eli yarasından çekilince yüzü kanamaya başlamış, eli yine yarasına konulunca kanaması kesilmiş. Kabir açma esnasında Hz. Hamza’nın ayağına demir küreğin ucu değince ayağından kan akmıştır.Uhud şehitlerinin kabirleri, ilk gömüldükleri vakitdan kırk altı sene sonra açılmıştı. O sırada meydana misk kokusu gibi bir koku yasenemıştır. O kutsal şehitler, uyuyan canlı insan gibi, omuzlara alınarak yeni kabirlerine taşınmışlardır.
Namazımı tamamladıktan sonra elimle kabre doğru işaret ederek “esselamü aleyküm” dedim. O anda yer altından selamıma karşılık veren bir sesin yaklaştığını işittim. Tanrı’ın beni yarattığını nasıl biliyorsam, geceyle gündüzü nasıl biliyorsam, bu hadiseyi de öylece biliyorum.Selamın karşılığını işittiğim vakit tüm tüylerim ürperdi.” Siyer ve hadis kaynaklarında anlatıldığına göre, Ebu Süfyan oğlu Muaviye nin halifeliği saatinde Uhud civarından su çıkarılmasına gerek görülmüştü.
Emekli hemşire yenidoğan 5 bin çocuğun yerlerini değiştirdiği açıkladı Emekli hemşire yenidoğan 5 bin çocuğun yerlerini değiştirdiği açıkladı
Uhud’da şehit kabirlerinin olduğu yer dışında su akıtma olanağı olmadığını halifeye yazdılar.Muaviye de şehit kabirlerinin açılıp, içindekilerin diğer tarafa nakledilmesini bildirdi. Medine halkına Uhud’da şehit cenazesi olanların hazır bulunması ilan edildi. Orada Amr b. Cemuh ile Abdullah b. Amr’ın müşterek kabri açılınca cesetlerin hiç bozulmadığı görüldü. Abdullah b. Amr (b. Haram) şehit olunca elini yaralı yüzüne bastırdığı durumda gömülmüştü.
